Kumsal - Elif Sueda Avcı



 Kumsal

Alarmın sesiyle kalkan İdil, sevinçle uyanmıştı. Bugün İdil ve arkadaşlarının kumsal günüydü. İdil kumsal günlerini çok sever, o günü iple çekerdi. Kumsalda yüzmezler, kumdan kale yapmazlardı. Genellikle deniz kabuğu toplar, koleksiyon yaparlardı. Yine o gün gelip çatmıştı. İdil saate baktı. Yediyi çeyrek geçiyordu. Arkadaşlarıyla sekiz buçukta buluşacaklarını hatırladı. Canı sıkıldı.

İdilin koca bir koleksiyonu vardı. Kırk sekiz tane deniz kabuğundan oluşan koleksiyonu arkadaşları tarafından pek sevilirdi. Deniz kabuklarını gözü gibi korurdu. Yatağından kalktı, mutfağa doğru ilerledi.

- Günaydın kızım, bugün kumsal gününüz değil miydi?

- Evet, birazdan çıkacağım.

İdil kahvaltısını yapıp evin ortasında bulunan lüks ve tarihi saate baktı. Bu, dedesinden kalmaydı. Buluşmaya yalnızca on dakika kalmıştı. Odasına koşup kıyafetlerini giydi. Yanına bir torba aldı.

On beş dakika sonra kumsalın yan tarafında kalan iki arkadaşını gördü. Ezgi ve Özge, kumsalda deniz kabuğu aramaya başlamıştı bile. Ezgiyle Özge ikizdi. Ezgi sayısal derslerde, Özge sözel derslerde çok iyiydi. Ezgi analiz zekasını kullanıp problem çözerken, Özge de dil becerilerini kullanıp çok iyi şiir yazardı. İdil onların yanına gitti.

- Ben geldim!

- Hoş geldin.

İdil, Ezgi ile beraber deniz kabuğu arıyordu. Özge ise renkli renkli taşlar topluyordu. Özge'nin renkli taşları İdil'in ilgisini çekerdi fakat deniz kabuğu koleksiyonunu geride bırakmak istemezdi. 

Aynı şekilde Özge de deniz kabuklarını severdi. Ezgi:

- Kaç tane topladınız kızlar?

- Ben yedi tane deniz kabuğu topladım.

- Ben de beş renkli taş bulabildim.

Ezgi ikizine şöyle dedi:

- Sen neden deniz kabuğu toplamıyorsun?

Özge üzüntüsünü belli etmemeye çalışıyordu. İdil bunu fark etti. Bunun üzerine İdil elindeki torbayı Özge'ye uzattı.

- Bu kese artık senin, içinde yedi tane deniz kabuğu var.

Özge torbaya bakakalmıştı. Elini uzattı ve onu aldı. Ağzı kulaklarına varıyordu. Özge, kesedeki kabukları alıp renkli taşlarını koydu. Ardından torbayı İdil'e verdi. İdil torbayı açtı. Renkli taşları görünce bir an durdu, Özge'ye baktı. Keseyi yere atıp Özge'ye sarıldı. 

İki arkadaş, birbirinin bu cömertliğinden dolayı çok sevinmişti. Ezgi uzaktan somurtarak bu iki arkadaşa bakıyordu. İdil gülerek:

- Gel, gel!

Ezgi de koşarak onlara katıldı. Üç arkadaş birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Böylece kumsal günü dostluk ve cömertlikle geçti.


                                                                                                                                    Elif Sueda Avcı







Yorumlar

Yorum Gönder