Güneş Işığı
Bir sabah güneş ışığıyla uyanmıştım. Kuşların cıvıltısı benim için adeta bir zil sesi gibiydi. Elimi yüzümü yıkayıp hemen üstümü giyindim. Dışarı çıkmak için can atıyordum. Ayakkabılarımı bir an önce giyip kuşların ardından koşmak geldi içimden. Hemen dışarı çıktım. Kuşların arkasından başladım koşmaya.
Sanki Güneş bana selam veriyordu. Ben de selam verdim Güneş'e. Ağaçların yeşilliği beni büyüledi. Evlerinin kapısını çalıp arkadaşlarımı bu güzelliğe davet ettim. "Koşun, koşuuun! Bu güzelliğe hayır diyemezsiniz." Herkes dışarı çıktı. O güzel ormanın içinde saklambaç oynamak istedik hepimiz birden. İlk ebe ben olmuştum. İçimden saydım, saydım, saydım. Sonra arkadaşlarımı bulmak için arkamı döndüm. Hepsini yakalamıştım ama bir tanesini ne kadar arasam da bulamadım. Daha sonra hepimiz birden aradık ama ortalarda yoktu. Nereye baksak acaba diye düşündük. Bir kuş cıvıltıları ve kanat çırpışlarıyla sanki bize bir haber vermek istiyor gibiydi. Hepimiz heyecanla kuşun arkasından gittik. Ve derinden bir oh çektik. Canım dostum hiç akla gelmeyecek bir ağaç kovuğunun içine saklanmıştı.Tüm bunlar olurken zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişiz... Herkes evine dağıldı.
Eve vardığımda mis gibi bir koku hissettim. Akşam yemeğinden sonra biraz kitap okudum ve uykuya daldım.
Ertesi sabah güneş ışığı beni tekrar selamladı. Günün heyecanıyla kahvaltıya koştuğumda babamın bazı eşyalar hazırladığını gördüm. Balık tutmaya gidiyordu. Peşinden ona yetiştim, babam ilk başta gelme dedi. Gideceği yer biraz tehlikeliydi. Ancak ısrarlarıma dayanamadı ve sonunda kabul etti. O sabah Güneş öyle bir parıldıyordu ki bir an olsun ona bakamadım bile. Balık tutacağımız yere henüz varmadan babamın dikkatini bir şeyler çekmiş olacak ki arabayı kenara çekti ve aşağı indi. Biraz bekle hemen geliyorum, dedi. Babamı bir süre bekledim. Gelmedi. Ben de merak içerisinde arabadan indim ve etrafa bakındım. Tam o anda babam göründü. Kızım sen arabadan niye indin, dedi. Ben de "Seni merak ettim babacığım." dedim. Sonunda balık tutacağımız yere vardık. O günün tamamı balık tutmakla geçti. Babam oldukça çok balık tutmuştu. Tuttuğumuz balıkları evde pişirip yerken ikimizin yüzü de Güneş yüzünden birazcık kızarmıştı. Ancak bu, balıkların lezzetinin yanında bir şey sayılmazdı. O gün babama yardım edebildiğim için mutluydum. Ve ertesi gün acaba Güneş beni nasıl selamlayacak diye düşünerek uykulara daldım.
Sude Albayrak
Gecenin karanlığında okurken bile güneşin yüzümü ısıtışını hissettim. Sen bence bol bol öykü yaz Sude.
YanıtlaSil